Bu araştırma Diyarbakır ilinde insan hakları algısını ölçmek üzere 1000 kişiyle yapılan yüz yüze görüşmelerden elde edilen verilerin incelenmesiyle hazırlanmıştır. Araştırma sonucunda öne çıkan bazı bulgular aşağıdaki gibidir:
- -Katılımcılar insan hakları konusunda Türkiye’nin geleceği için iki eşit gruba bölünmüş durumdalar. Katılımcıların %47’si insan hakları konusunda Türkiye’nin geleceği için karamsarken %46’sı iyimser.
- -Katılımcıların cinsiyeti ve yaşı, insan hakları konusunda Türkiye’nin geleceği için düşüncelerinde bariz bir etki oluşturmazken oy tercihleri çarpıcı şekilde düşüncelerine etki etmektedir.
- -Katılımcıların %85’i Türkiye’de insan hakları ihlali olduğunu düşünmektedir. Bu oranın %71’i “sık insan hakları ihlali” olduğunu, %14’ü ise insan haklarının bazen ihlal edildiğini belirtmektedir.
- -İnsan hakları ihlalleri ile ilgili katılımcıların düşünceleri siyasi parti oy tercihlerini doğrudan etkiliyor. Örneğin “Türkiye’de insan hakları ihlal edilmiyor” diyenlerin çok büyük çoğunluğu AK Parti seçmeni.
- -Hak ihlalleri ile katılımcıların siyasi parti oy tercihleri birlikte değerlendirildiğinde, hak ihlallerinin Kürt meselesiyle ciddi şekilde bağı bulunduğu ve bağın siyasi parti oy tercihlerini şekillendirdiği görülmektedir.
- -Katılımcıların %75’i yasalar tarafından korunduğuna dair güven hissetmediğini belirtmiştir.
- -Katılımcıların %62’si Türkiye’de ifade özgürlüğünün olmadığını ifade ederken %26’sı kısmen %6’sı tamamen ifade özgürlük olduğunu söylemiştir.
- -Katılımcıların siyasi parti oy tercihleri Türkiye’deki ifade özgürlüğü hakkındaki düşüncelerini de doğrudan etkilemektedir.
- -Davaların uzun süre sonuçlanmaması insan hakları ihlali olarak gören katılımcıların oranı %81’dir.
- -“İnsanlar istediği konuda barışçıl protesto ve yürüyüş düzenleyebilirler” önermesine “kesinlikle katılıyorum” diyen katılımcı oranı %26, “katılıyorum” diyen katılımcı oranı %37’dir.
- -Katılımcıların %73’ü Türkiye’deki adalet sistemine düşük ölçekte güvenmektedir. Katılımcıların%9’unun Türkiye’deki adalet sistemine güvenine orta, %7’sinin ise yüksektir.
- -Katılımcılara “Sizce Türkiye’de hakları en çok ihlal edilen grup hangileridir?” sorusu yöneltildiğinde ilk 3 sırayı sırasıyla kadınlar, Kürtler ve çocuklar almaktadır.
- -Kadın katılımcıların “Türkiye’de hakları en çok ihlal eden grup hangileridir?” sorusuna Kürt kimliğinden önce kadın kimliğini öne çıkardığı, erkeklerin ise Kürt kimliğini tercih ettiği gözlemlenmektedir.
- -Katılımcılara göre en çok hak ihlali oluşturan aktörler sırasıyla devlet, erkekler ve yargı/mahkemelerdir.
- -Katılımcılar en az sırasıyla mahkemeleri, Cumhurbaşkanını ve Meclis/TBMM’yi güvenilir bulmaktadır. En çok ise STK’ları, baroları ve Birleşmiş Milletler’i güvenilir görmektedir.
- Kurumlara duyulan güvenirlik katılımcıların siyasi parti oy tercihlerine göre bariz şekilde değişiklik göstermektedir.
- Katılımcılar insan hakları ile sırasıyla adaleti, özgürlüğü ve yaşamı eşleştirmiştir.
- “Gerektiğinde belediye ve üniversitelere kayyum atanabilir.” önermesine katılımcıların %30’u kesinlikle katılmadığını, %24’ü katılmadığını ifade etmiştir. Diğer taraftan %6’sı kesinlikle katıldığını, %18’i katıldığını belirtmiştir.
- “Ana dilde eğitim ve hizmet alamamak insan hakları ihlalidir.” önermesine katılımcıların %37’si“katıldığını”, %30,5’i “kesinlikle katıldığını” ifade etmiştir.
- “Kamu personeli alımında güvenlik soruşturması hak ihlalidir” önermesine katılımcıların %23’ü kesinlikle katıldığını, %32,5’i ise katıldığını ifade etmiştir.
- Her 3 katılımcıdan 2’si Covid-19 aşısı olmamayı insan hakları ihlali yapmak olarak değerlendirmiştir.
- “Andımızı okumak zorunda olmak insan hakları ihlalidir.” önermesine katılımcıların %81’i katılmıştır.
- Katılımcıların %70’i “Kürdistan” diyen bir kişinin bunu dediği için tutuklanmasını hak ihlali olarak görmekteyken %20’si ise “fikrim yok” demiştir.